69. HAKKA / 9-10Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Firavun... ve ondan öncekiler... ve mütefikeler... hatie ile geldiler… ve ardından Rabblerinin Rasulüne isyan ettiler.
Ardından onları, rabiye ahz, ahz etti. | وَجَٓاءَ فِرْعَوْنُ وَمَنْ قَبْلَهُ وَالْمُؤْتَفِكَاتُ بِالْخَاطِئَةِۚ | .9 | 9 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
câe Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
fir'avnu Kök: FRA:Kelime: firavunÖzel İsim Kelime Anlam: Belirli bir kralın adı değil, Mısır'ın (Amalika) eski krallarının adı. / Mısırcada büyük ev, Kıpti dilinde ise timsah demektir. İbranicede “ Parʻō - Kral”, Aramicede halen “Ber-ruʿyā - Mülk sahibi, Hâkim” manasında kullanılmaktadır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
kablehu Kök: K:BLKelime: kablİsim, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mu'tefikâtu Kök: eFKKelime: mutefikİsim, İFTİ'AL Kalıbı, Etken, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Tersine dönen, tersine dönmüş.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
hâtıeti. Kök: H:T:eKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | فَعَصَوْا رَسُولَ رَبِّهِمْ فَاَخَذَهُمْ اَخْذَةً رَابِيَةً | .10 | 10 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
asav Kök: A:S:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
rasûle Kök: RSLKelime: rasulİsim, Eril Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
rabbihim Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ehazehum Kök: eH:Z!Kelime: ahzFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
ahzeten Kök: eH:Z!Kelime: ahzİsim, Dişil, İsim Fiil Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
râbiyeten. Kök: RBVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: 9. Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı olan Lût kavmi) hep o suçu işlediler. 10. Öyle ki Rablerinin elçilerine karşı geldiler. Bunun üzerine Allah da onları gittikçe artan bir azap ile yakaladı.
|
69. HAKKA / 11-12Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak ki BİZ, su tuğyan ettiğinde (tufanda)...
✦ size tezkir kılmak için…
✦ ve viai edebilen kulakların onu viai etmesi için...
cari olanların içinde size hamil olduk. | اِنَّا لَمَّا طَغَا الْمَٓاءُ حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِۙ | .11 | 11 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
lemmâ Kök: harfKelime: lemmaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir. Vaktâki, o zaman. / Henüz / İstisna için: "İllâ" yerinde de olur.
tagal Kök: T:G:YKelime: tagyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Azgın. Azmış. Asi. Mütekebbir ve ahmak olan. Dindar olmayan padişah. Zulüm eden. Haksızlık eden.
mâu Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
hamelnâkum Kök: HMLKelime: hamlFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme. Kelime Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme.
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
câriyeti. Kök: CRYKelime: cariyeİsim, Etken, Dişil Kelime Anlam: Akan, akıcı. Geçmekte olan. İnsanlar arasında mer'i ve muteber ve mütedavil olan. Geçer olan, akıcı olan. Seyreden giden. Güneş, gemi, rızık ve nimet gibi geçip gidici olan. Genç ve iyi hizmet eden kadın. Muharebede İslam düşmanlarından esir edilen kadın hizmetçi. | | | | | | لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَٓا اُذُنٌ وَاعِيَةٌ | .12 | 12 |
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
nec'alehâ Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
tezkireten Kök: Z!KRKelime: tezkireİsim, TEF'İL Kalıbı, Dişil, İsim Fiil Kelime Anlam: Pusula. Herhangi bir iş için izin verildiğini bildirmek üzere alınan resmi vesika. Bazı meslek sahipleri için yazılan, o şahsın şahsi ve mesleki durumu hakkında bilgi. Biyografi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
teıyehâ Kök: VA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
uzunun Kök: eZ!NKelime: uznİsim, Dişil Kelime Anlam:
vâıyetun. Kök: VA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.
|
69. HAKKA / 13-14-15-16Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından…
✦ vahid nefhle Sur'a nefh edildiğinde...
✦ ve arza ve dağlara hamil olunduğunda...
✦ ve ardından vahid dekk ile dekk olduklarında...
artık yevme-izinde... vakıa vuku bulur.
✦ Sema şakk olur... ve ardından o, yevme-izinde vehy olur. | فَاِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌۙ | .13 | 13 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
nufiha Kök: NFH:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fîs Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
sûri Kök: S:VRKelime: surİsim, Eril Kelime Anlam: Biçim, görünüş. Kılık. Tarz. Yol. Gidiş. Hal. Tasvir. Dıştan görünen şekil. Çare. Kıyamet günü İsrafil Aleyhisselâm'ın çalacağı boru. Boynuzdan yapılan av düdüğü.
nefhatun Kök: NFH:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
vâhidetun. Kök: VHDKelime: vahidİsim, Dişil, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Bir. Bir (1) sayısı. Biricik, eşi ve benzeri olmayan. Tek. / Zatında hiç ortaklığa, çokluğa ihtimali olmayan, parçaları da parçacıkları da olmayan.
El Vahid : ALLAH'ın tekleme, teklik fiili. teklikten gelmesi. Kendisi tekdir ve eşsizdir. Zuhuratları da tekdir ve eşsizdir. Hiç bir şey bir şeye benzemez. "Vahid-ül ehad", tek... teklikten gelmesi. | | | | | | وَحُمِلَتِ الْاَرْضُ وَالْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَاحِدَةً | .14 | 14 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
humiletil Kök: HMLKelime: hamlFiil, Edilgen, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme. Kelime Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme.
ardu Kök: eRD:Kelime: arzİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
cibâlu Kök: CBLKelime: cibalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Sert ve büyük kaya katmanı. Sert ve mukavim yükselti, dağ.
✦ Erkeklerden oluşan topluluk ve topluluğun şefi.
✦ Zihniyetin, değişmesi çok zor olan unsurları.
✦ Kişinin fıtratından var olan veya cenin halindeyken anne karnında kendisine işlenen huyları, cibilliyet.
✦ Devede hörgüç. Kelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
dukketâ Kök: DKKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
dekketen Kök: DKKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
vâhideten. Kök: VHDKelime: vahidİsim, Dişil, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Bir. Bir (1) sayısı. Biricik, eşi ve benzeri olmayan. Tek. / Zatında hiç ortaklığa, çokluğa ihtimali olmayan, parçaları da parçacıkları da olmayan.
El Vahid : ALLAH'ın tekleme, teklik fiili. teklikten gelmesi. Kendisi tekdir ve eşsizdir. Zuhuratları da tekdir ve eşsizdir. Hiç bir şey bir şeye benzemez. "Vahid-ül ehad", tek... teklikten gelmesi. | | | | | | فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ | .15 | 15 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
vekaatil Kök: VK:A:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
vâkıatu. Kök: VK:A:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَانْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌۙ | .16 | 16 |
ven Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
şakkatis Kök: ŞK:K:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
semâu Kök: SMVKelime: semaİsim, Dişil Kelime Anlam: Gök yüzü. Asuman. Gök. / Her şeyin sakfı. / Gölgelik. Bulut ve emsali örtü. / İnsanda duygu merkesinin derinlikleri. İnsanın Allah ile irtibat kurduğu nokta.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
hiye Kök: zamirKelime: hiyeZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
vâhiyetun. Kök: VH!YKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: 13,14,15. Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur. Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
|
69. HAKKA / 17Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Melek, onun ricaları üzredir.
Yevme-izinde, onların fevkinde, Rabbinin arşına sekizler hamil olur. Bahsedilen sekizler, Allah'ın sekiz sıfatına nisbet edilir.
Bunun dışında, Hz.Muhammed'den rivayetle: "Onlar bugün dörttür, yarın sekiz olacaklardır" haberi vardır. | وَالْمَلَكُ عَلٰٓى اَرْجَٓائِهَاۜ وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌۜ | .17 | 17 |
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
meleku Kök: MLKKelime: melekİsim, Eril Kelime Anlam: Yetenek, kabiliyet, tasarruf etme gücü. / Tekrar tekrar yapılan bir iş veya tecrübeden sonra hasıl olan bilgi ve mehâret. Meleke. / Madde ile mananın kesiştiği yer. / İnsan duyuları tarafından algılanamayan, nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, masum mahluk. / Güzel huylu ve güzel olan kimse. / "ülûk" mastarından "elçi, sefir" anlamı olduğu da iddia edilmiştir.
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
ercâihâ Kök: RCVKelime: ercaihİsim, Eril, Çoğul
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yahmilu Kök: HMLKelime: hamlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kök Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme. Kelime Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme.
arşe Kök: A:RŞKelime: arş ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bağ çardağı. Gölgelik. Kürsü, taht, yüce makam. En yüksek gök. Fevkiyyet, ulviyyet.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
fevkahum Kök: FVK:Kelime: fevkİsim, Eril, Mekan Zarfı Kelime Anlam: Üst. Yüksek. Yukarı. Fazla.
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
semâniyetun. Kök: S!MNKelime: semaniyeİsim, Dişil Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş’ını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.
|
69. HAKKA / 18Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Yevme-izinde arz olunursunuz… Hafi olanlar, sizden hafy olmaz! | يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفٰى مِنْكُمْ خَافِيَةٌ | .18 | 18 |
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
tu'radûne Kök: A:RD:Kelime: iraz ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Yüz çevirmek. Başka tarafa dönmek. İctinab, çekinmek.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tahfâ Kök: H:FYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
hâfiyetun. Kök: H:FYKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
|
69. HAKKA / 19-20-21-22-23-24Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Kitabı yemini ile verilen kimse var ya... ardından o der ki:
"İşte, kıraat edin kitabımı!... muhakkak ben hesabıma mülaki olacağımı zann etmiştim."
Artık o… katfları daniye olan aliyy cennette, razı olunacak ayş içinde olur.
"Hali olmuş yevmlerde islaf ettiğiniz şeyler ile heni olarak yeyin ve şürb edin." | فَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِيَم۪ينِه۪ فَيَقُولُ هَٓاؤُ۬مُ اقْرَؤُ۫ا كِتَابِيَهْۚ | .19 | 19 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
ûtiye Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
kitâbehu Kök: KTBKelime: kitabİsim, Eril Kelime Anlam:
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
yemînihî Kök: YMNKelime: yeminİsim, Eril Kelime Anlam: Kasem. Yemin, and. Mübarek. Sağ, sağ taraf, sağ el. Sözü Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek. El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. Fık: Zevcesi ölmüş er.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yekûlu Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
kreû Kök: K:ReKelime: karaeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir
kitâbiyeh. Kök: KTBKelime: kitabİsim, Eril Kelime Anlam: | | | | | | اِنّ۪ي ظَنَنْتُ اَنّ۪ي مُلَاقٍ حِسَابِيَهْۚ | .20 | 20 |
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
zanentu Kök: Z:NNKelime: zannFiil, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Bir önermede, ihtimallerden birinin akıl yolu ile ağır basması ve bunun tercih edilmesi. Sübjektif kanaat. / Şüphe. / Zannetmek, sanmak. / Sezme. / Farkına varma. Kelime Anlam: Zanneden. Sanan. Zannedici.
ennî Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
mulâkın Kök: LK:YKelime: mulakiİsim, MUFA'ALE Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: Buluşan. Yüz yüze gelen. Görüşen. Kavuşan.
hısâbiyeh. Kök: HSBKelime: hisabİsim, MUFA'ALE Kalıbı, Eril, İsim Fiil | | | | | | فَهُوَ ف۪ي ع۪يشَةٍ رَاضِيَةٍۙ | .21 | 21 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
huve Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
îşetin Kök: A:YŞKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
râdıyetin. Kök: RD:VKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ | .22 | 22 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
cennetin Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
âliyetin. Kök: A:LVKelime: aliyy ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Üstün. Yüce. Çok büyük. Meşhur. Necib. Şerif, celil, aziz olan. Büyük, yüksek, meşhur, namdar, ünlü. Cennetin en yüksek tabakası.
El Aliy : Büyüklük toplamı. Toplu olduğu halde yok görünen durum. YÜCE, YÜCELTİCİ. | | | | | | قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ | .23 | 23 |
kutûfuhâ Kök: K:T:FKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
dâniyetun. Kök: DNVKelime: daniyeİsim, Etken, Dişil, Sıfat Kelime Anlam: | | | | | | كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـٔاً بِمَٓا اَسْلَفْتُمْ فِي الْاَيَّامِ الْخَالِيَةِ | .24 | 24 |
kulû Kök: eKLKelime: ekeleFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
şrebû Kök: ŞRBKelime: şerbFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir
henîen Kök: H!NeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
esleftum Kök: SLFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
eyyâmil Kök: YVMKelime: eyyamİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
hâliyeti. Kök: H:LVKelime: haliyetİsim, Etken, Dişil, Sıfat | | | | |
Diğer Meal: İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!” “Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.” Artık o, hoşnut bir hayat içindedir. Yüksek bir cennettedir. Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir). (Onlara şöyle denir:) “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için.
|
69. HAKKA / 25-26-27-28-29Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Kitabı şimali ile verilen kimse ise var ya… ardından o der ki:
"Keşke bana kitabım verilmeseydi... ve hesabımın ne olduğunun idrasında olmasaydım!
Keşke kaza olmuş olsaydı!...
Malım da beni daha ganiy etmedi!... sultanlığım da helak oldu!" | وَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِه۪ فَيَقُولُ يَا لَيْتَن۪ي لَمْ اُو۫تَ كِتَابِيَهْۚ | .25 | 25 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
ûtiye Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
kitâbehu Kök: KTBKelime: kitabİsim, Eril Kelime Anlam:
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
şimâlihî Kök: ŞMLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yekûlu Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
leytenî Kök: harfKelime: leyteKelime Anlam: Temenni yani umma harfidir. “Keşke, olsa” manalarına gelir. Olma ihtimali olmayan ya da olması çok zor olan durumlar için kullanılır.
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
ûte Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
kitâbiyeh. Kök: KTBKelime: kitabİsim, Eril Kelime Anlam: | | | | | | وَلَمْ اَدْرِ مَا حِسَابِيَهْۚ | .26 | 26 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
edri Kök: DRYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
hısâbiyeh. Kök: HSBKelime: hisabİsim, MUFA'ALE Kalıbı, Eril, İsim Fiil | | | | | | يَا لَيْتَهَا كَانَتِ الْقَاضِيَةَۚ | .27 | 27 |
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
leytehâ Kök: harfKelime: leyteKelime Anlam: Temenni yani umma harfidir. “Keşke, olsa” manalarına gelir. Olma ihtimali olmayan ya da olması çok zor olan durumlar için kullanılır.
kânetil Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
kâdiyete. Kök: K:D:YKelime: kazaİsim, Etken, Dişil Kelime Anlam: Bir işi tamamiyle kesip atmak, kesin hükmü verip uygulamak. / Kaderin, takdirin ve emrin yerine gelmesi. / Birdenbire olan musibet. Beklenmedik belâ. / İstemeden yapılan zarar. / Bir şeyi birbirine lâzım kılmak. İcab. / Beyan eylemek. / Ahdini yerine getirmek. Ödemek, edâ etmek. / Ölüm. / Hâkimlik, hâkimin hükmü. Hükmetmek. / Kadı'nın hükümetinin hududu olan memleket. / Vaktinde kılınmayan namazı sonradan kılmak. | | | | | | مَٓا اَغْنٰى عَنّ۪ي مَالِيَهْۚ | .28 | 28 |
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
egnâ Kök: G:NYKelime: gnyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Elinde bulunan imkan ve varlıklar ile topluma daha fazla faydalı olabilme kabiliyetine gani olmak denir. Fakir sözcüğünün karşıtıdır. Kelime Anlam: ✦ Elinde bulunan imkan ve varlıklar ile topluma daha fazla faydalı olabilme kabiliyetine gani olmak denir. Fakir sözcüğünün karşıtıdır.
annî Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
mâliyeh. Kök: MVLKelime: malİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: ✦ Varlıklı olmak.
✦ Tasarrufuna yetkili sahib olmak. Kelime Anlam: ✦ Tasarrufuna sahib olunan şey. Kişinin yetki altındaki varlıkları. | | | | | | هَلَكَ عَنّ۪ي سُلْطَانِيَهْۚ | .29 | 29 |
heleke Kök: H!LKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
annî Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
sultâniyeh. Kök: SLT:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.” “Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.” “Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.” “Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.” “Saltanatım da yok olup gitti.”
|
| Ayn Secavendi |
69. HAKKA / 30-31-32Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | ✦ Ahz edin onu!...
✦ ve ardından onu gall edin!
✦ Sonra, cahime saly edin!
✦ Sonra da, zirası yetmiş zira (arşın) olan silsile içinde islak edin! | خُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ | .30 | 30 |
huzûhu Kök: eH:Z!Kelime: ahzFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
gullûhu. Kök: G:LLKelime: gallFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: Girmek, sokmak, akmak. Boynunu, elini zincir ile bağlamak. Hâinlik yapmak. Hıyanet etmek. Ganimet malından hırsızlık etmek. | | | | | | ثُمَّ الْجَح۪يمَ صَلُّوهُۙ | .31 | 31 |
summel Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
cahîme Kök: CHMKelime: cahimİsim, Dişil Kelime Anlam: Çok sıcak yer. Şiddetli ve kat kat birbiri üzerine yanan ateş. Çukur yerde yanan ateş. Cehennem'in bir tabakası.
sallûhu. Kök: S:LYKelime: salyFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kök Anlam: ✦ Ateşe girmek.
✦ Tutuşturmak.
✦ Ateşte pişirmek, kızartmak.
✦ Sıkıntı çekerek yanmak. Kelime Anlam: ✦ Ateşe girmek.
✦ Tutuşturmak.
✦ Ateşte pişirmek, kızartmak.
✦ Sıkıntı çekerek yanmak. | | | | | | ثُمَّ ف۪ي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعاً فَاسْلُكُوهُۜ | .32 | 32 |
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
silsiletin Kök: SLSLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
zer'uhâ Kök: Z!RA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
seb'ûne Kök: SBA:Kelime: sebun ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam:
zirâan Kök: Z!RA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
slukûhu. Kök: SLKKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: (Allah, şöyle der:) “Onu yakalayıp bağlayın.” “Sonra onu cehenneme atın.” “Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.”
|
69. HAKKA / 33-34Sure Ayet Sayısı: 52 Kitap Sırası: 69 Nüzul Sırası: 78 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak o,
✦ azim ALLAH'a iman etmeyen oldu!
✦ ve miskini taam etmeye hazza etmedi! | اِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ الْعَظ۪يمِۙ | .33 | 33 |
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yu'minu Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
llahil Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
azîmi. Kök: A:Z:MKelime: azimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Azimet eden. Gidici. // Büyük. Yüce. Çok ileri. Ç: İzam, Uzema'
El Azim : Mutlakiyet, mutlak yapmak, olmak fiili. Biz de azmimizde ALLAH'ın azmi ile beraberiz. Bazen duymayız, gafil oluruz. Daima hassas olmak icab eder. AZAMETLİ OLAN | | | | | | وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ | .34 | 34 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yahuddu Kök: HD:D:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
taâmil Kök: T:A:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
miskîni. Kök: SKNKelime: miskin ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Ziyadesiyle fakir olan. Uyuşuk. Zavallı, fakir kimse. | | | | |
Diğer Meal: “Çünkü o, azamet sahibi Allah’a iman etmiyordu.” “Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu.”
|